Tamamlayıcı Tıp

Ozonterapi

Ozonterapi nedir?

Ozon (O 3); atmosferin stratosfer tabakasında bulunan, güneşten gelen ultraviyole B ve C ışınlarını engellemesi ile hayati bir görevi olan üç oksijen atomundan oluşan kararsız bir moleküldür. Bu tabakada ozon sürekli bir değişim içindedir. Hacmi duruma göre değişkenlik göstermektedir. %1’lik azalma bile cilt kanserlerinde %10’luk artışa neden olur. Canlılar troposfer tabakasında yaşarlar, ozonun %10’u bu tabakada bulunur. Soluduğumuz havada canlılar için gerekli olan azot (%78) oksijen (% 20,9) karbondioksit (%0,034) argon (% 0,9) gazları bulunmaktadır. Troposferdeki ozon daha üst seviyede olduğundan solunan havada bulunmaz.

Ozon, 1840 yılında Avusturyalı Kimyager Christian Schönbein tarafından bulunmuştur. Kararsız bir molekül olan ozon, oda ısısında gaz halinde olup renksiz, kendisine has bir kokusu vardır. Tepkimelerle kararlı moleküllere kolay dönüşebildiğinden aktif SÜPEROKSİJEN olarak adlandırılır, tıbbi amaçlı kullanımı da bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. 3 moleküllü ozon, 2 moleküllü oksijen ve tepkimeye açık tek moleküllü ozonoide (OR) dönüşür.

Tıbbi ozon gazının %5’i ozon gazı içermekte olup geri kalan %95’i oksijendir. Ozon için en ideal çözücülerden birisi oksijendir. Vücuda ozon gazı verdiğimizde tek atomlu O radikali oluşur ve sistemleri uyarır, Bu yüzden saf oksijen yerine ozon gazı kullanırız. Ozon, çok yüksek oranda oksidasyon (yakma) gücüne sahip olduğundan tıpta aktif oksijen veya süperoksijen olarak bilinir. Ozon jeneratörü adı verilen cihazlarda oksijen parçalanarak ozon gazı elde edilir. Ozon gazı üretiminde normal hava kullanılmaz çünkü bu takdirde N2O2 (azotdioksit) oluşur. Doğrusu, oksijen tüpleri kullanılarak 0.05 -100 µg/ml konsantrasyonlar da işleme tabi tutularak ozon gazı üretilir ve uygulama alanına göre dozları belirlenir. Ozonun oda ısısında yarılanma ömrü 40 dk’dır. Ozon üretildikten sonra hemen uygulanmalıdır.

Dünyada Almanya, İngiltere, ABD, Japonya, Malezya, Brezilya gibi pek çok ülkede ozonterapi klinikleri mevcut olup sadece ozonterapi yapan özel hastaneler de mevcuttur. İtalya’da Siena Üniversitesi’nde ozonterapi kürsüsü de mevcuttur.

Hastalıkların temelinde vücudumuzda olan hadiseler domino taşı etkisiyle başlamaktadır. Dokuların ve organların oksijenizasyonunun yetersiz olması ile birlikte inflamatuar (iltihabi) süreç başlar. Bu sürecin başlaması ile birlikte iltihabi reaksiyonlar ve sonuçta organlarda asidoz tablosu gelişir. Bu bilgi ışığında bazı hastalıklara bakıldığında; artrit tablosunda temel sorun hasarlı alanda inflamasyona bağlı olarak ödem, şişlik ve kızarıklık oluşmasıdır. Otoimmün hastalıklarda ise etyolojide olan olay vücudun kendi yapılarına karşı oluşturduğu otoantikorların sebep olduğu klinik durumlardır.

Modern tıp anlayışında klinik duruma göre iki tedavi yöntemi belirlenmiştir. Blokaj anlayışı ve yerine koyma anlayışıdır. Örneğin, Graves hastalığı sonucu oluşan hipotroidde yerine koyma tedavisi uygulanır. Romatizmal hastalıkların (Artrit, RA, SLE, A.Spondylit vs.) neredeyse tamamında değişik mekanizmalar kullanılarak blokaj (baskılama) yöntemi kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu hastalıkların temelde çözülmesi imkansızdır. (Klasik tedavide kullanılan NSAİİ ve kortikosteroidler yan etkileri oldukça fazla olan ilaç gruplarıdır).

İntegratif (bütüncül) tedavi yöntemlerini, bilinen tedavi anlayışlarından ayrılan temel mekanizma burasıdır. Bu yöntemlerin hepsinde olduğu gibi ozon tedavisindeki etki mekanizması blokaj veya yerime koyma tedavisi değil, organların ve dokuların asli görevlerini yeniden hatırlatmadır. Tabiri uygunsa her gün balık vermek sorunu çözmüyor. Vücut balık tutmasını bildiğinden, tekrar hatırlatmak gerekiyor.

Çeşitli nedenlerle oluşan dolaşım bozukluğu hızlı bir şekilde oksijenizasyonu bozmaktadır. Dolaşım düzenlenmez ve oksijenlenme sağlanmazsa asidoz ve buna bağlı olarak inflamasyonun baskılanmasındaki yetersizlik ve yaygın ağrılar kaçınılmazdır. Ozon tedavisindeki esas etki, dolaşımı düzenleyerek efektif düzeyde oksijenizasyonu sağlamaktır.

Ozon tedavisi ile vücutta oksidatif bir stres oluşturuyoruz. Ortaya çıkan serbest radikaller ile immün sistemi provake ederek hastalığın tamir ve onarımına yardımcı oluyoruz. Sonuçta bu aktivasyon uygulaması ile kişinin antioksidan kapasitesini artırmış oluyoruz. Ozonun vücutta en güçlü etkilerinden birisi de antioksidan kapasite üzerinedir.

Antioksidan enzim seviyeleri ozon tedavisine başladıktan yaklaşık 45 gün sonra artar. Ozon tedavisinin oluşturduğu tepkiler aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

Ozonun Etkileri

Doku ve hücrelerin oksijenlenmesini artırır.

Alyuvarların (kandaki kırmızı, oksijen taşıyan hücre) elastikiyetini artırır, kılcal damardan geçişi artırarak dokuların oksijen azlığını giderir.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara karşı kişinin direncini artırır.

Antimikrobik ve dezenfektan özelliği ile bakteri, virüs ve mantarlara karşı etki gösterir.

Kanın kıvamını / koyuluğunu azaltır, akışkanlığını artırır.

Damar duvarındaki plakların yumuşaması ve kılcal damarlardaki tıkaçların çözülmesine yardımcı olur. Bu şekilde kan dolaşımı düzenlenmiş olur. Damar duvarına olan etkisiyle kan basıncının dengelenmesinde de yardımcıdır.

Hızlı büyüyen kanser hücrelerinin çoğalmasını ve yayılmasını yavaşlatır. Tümör hücre zarlarını parçalayarak ve bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserin büyümesini yavaşlatır. Dokulardaki oksijen ve metabolik dengeyi sağlayarak klasik kanser tedavilerinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapinin etkinliğini güçlendirir ve yan etkilerini de en aza indirir.

Hücre içi solunumu artırır, gerekli enerji ATP’yi artırır. Daha enerjik ve fonksiyonel bir vücut oluşumunu sağlar.

Karaciğer hücrelerini aktive eder.

Böbrek süzme fonksiyonun artırır.

Cildin detoks (toksik maddeleri dışarı atma özelliği) etkisini artırır, vücudumuzdaki kimyasal maddelerin temizlenmesine yardımcı olur.

Vücutta doğal ağrı kesici maddelerin (endorfin vb.) açığa çıkmasını sağlar.

Bağışıklık sistemini düzenleyici (immünmodülatör) etki ile alerji ve astım gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Ozon tedavisi nasıl uygulanır?

Uygulama yöntemlerini genel (sistemik) uygulamalar, lokal uygulamalar ve kombine uygulamalar diye üçe ayırabiliriz. İntravenöz, intraarteriel, lenfotropik, rektal, sauna, MAH-EBOO ve SF (serum fizyolojik içinde) yöntemleri sistemik uygulama yöntemleri iken; dermal, intralezyonal, intrakaviter, intraoperatif, dental yöntemler lokal uygulamalardır.

Ozon tedavisinin diğer tedavi yöntemleri ile kombine kullanımı da vardır. Bu yöntemler, PRP-CGF, Prolozon, Kolon hidroterapi, Akupunktur, Hiberbarik Oksijen Tedavisi ve Fitoterapidir. Ozon tedavisinin tekil uygulamalarda bazı hastalıklarda başarılı olduğu alanların sınırlı olabileceğini, tedavide başarılı olduğuna inandığımız ve çalışmalarla ispatlanmış tedavi yöntemlerinin kombine kullanılmasının her zaman daha faydalı olduğunu klinik tecrübelerimiz bize göstermiştir. Bu nedenle integratif yöntemlerin beraber kullanıldığı kliniklerden faydalanmamız tedavi açısından daha uygun olacaktır.

Ozon Tedavisi Uygulama Yöntemleri

Majör Otohemoterapi (Kan Yıkama)

Genelde hastadan 100 ml kan alınır. Hekimin uygun gördüğü dozda ayarlanmış ozon gazı ile yaklaşık 3 dakika karıştırıldıktan sonra ozonlanmış bu kanın tekrar kişiye damar yolu ile verilmesidir.

Serum Ozonlanması (sf)

Belli hacimde serum fizyolojik içine belli sürede hekimin uygun gördüğü dozda ozon gazı verilirken aynı anda hastaya damar yolu (aktif ozonlama) ile verilmesidir.

Minör Otohemoterapi (Kas İçi)

Kişiden alınan 2-5 ml kanın, uygun dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilmesidir.

Cilt Altı (Subcutan)

Belirlenmiş doz ve hacimdeki ozon gazı, ince uçlu iğnelerle cilt altına enjekte edilir.

Vücut Boşluklarına Uygulama

Rektal (makat), vajen ve kulak yoluna püskürtme ile ozon gazı verilmesidir.

İnhalasyon (Soluma) Yöntemi

Zeytinyağından geçirilmiş ozon gazından elde edilen ozol gazının solutulmasıdır. Normalde ozon gazı solutulursa yakıcı etki yapar. Ozol gazı solutulduğunda ise yakıcı etki olmadığı gibi tedavi açısından 10 kat daha etkili olduğu tespit edilmiştir.

Eklem İçi ve Çevresine Uygulama

Hekim tarafından uygun endikasyon ve uygun dozda eklem çevresine eklem içine ozon gazı enjekte edilmesidir.

Torbalama Yöntemi

Hastalığın olduğu vücut uzvu (el, ayak, bacak, kol gibi) torba içine alınarak belli dozda ozon gazı verilerek uygulanır.

Ozon Sauna

Tüm cildin üzerinde ısı veya buhar artırılarak cildin nemlenmesi sağlandıktan sonra ozon gazının cilt üzerinden emdirilmesi esasına dayanır. Kişi ozon sauna adı verilen kabinler içerisinde oturarak veya yatarak kafa dışarıda kalacak şekilde terlemesi sağlanır. Gözenekler açıldıktan sonra ortalama 20-30 dk kadar ozon gazı verilerek vücut ozonlanır. Tamamen ağrısız ve acısız bir işlem olup işlem esnasında hasta çok tok olmamalı ve bol sıvı tüketmelidir. Sistemik uygulamaya eşdeğerdir.

Kitle İçi ve Çevresine Uygulama

Tümör, yağ bezesi gibi kitlelerin içine lokal ozon uygulanmasıdır.

Topikal Otohemoterapi

Kişinin kendi kanının ozonlanarak patch (yama) halinde yara üzerine uygulanmasıdır.

PRP ve Ozonterapi

Kişinin kendi kanı santrifüjde muamele edilerek trombosit açısından zengin serum edilmesine PRP diyoruz. Bu serumu ozonladıktan sonra cilt, eklem içi ya da hastalıklı bölgeye enjekte ederek hücre tamiri ve yenilenmesini sağlamış oluyoruz.

Yağ ve Suyun Ozonlanması

Ozonlanmış tercihen zeytinyağı cilde sürülebilir. Yine belli sürede ozona tabi tutulmuş ozonlu su belli hastalara ağızdan içirilebilir.

Saç Ozonlama

Kafanın saçlı bölgesine cilt altına ozon gazı uygulanmasıdır. Saç hastalıkları ve dökülmelerinde etkilidir.

Diş Macunu Ozonlama

Diş macunu üzerine ozon yağı sürülerek dişler fırçalanırsa gingivit, aft, herpes gibi hastalarda faydalı olacaktır.

Ozonterapi hangi hastalıklarda kullanılabilir?

Yara ve yanık, kalp damar hastalıkları, kanser, kemik eklem, kas, sinir, romatolojik hastalıklar, nörolojik, kardiyolojik hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları, sindirim ve boşaltım sistemi hastalıkları, ağrı tedavisi, bağışıklık sistemi hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, kronik yorgunluk problemleri, detoks ve anti-aging tedavisi gibi birçok alan ve hastalıkta kullanılabilir.

Ozon uygulamalarında tedavi dozu nasıldır?

Ozon uygulamalarında uygulama alanına göre değişmekle birlikte etkileri açısından, düşük doz (aktive-stimüle edici etki), orta doz (modüle-restore-regüle edici etki) ve yüksek doz (suprese-baskılayıcı etki) şeklinde ilgili hastalığa ve kişinin antioksidan kapasitesine göre doz ayarlaması yapılır. Akut etkiler dakika ve saatler içinde oluşurken, geç etkiler en az 3 ay sonra ortaya çıkar.

Ozon uygulamalarında iki önemli sorun bulunmaktadır. Bunlar yetersiz dozla tedavi ve hastalığa kişiye özel doz ayarlamadaki bilgi yetersizliğidir. Genel sağlıklı kişilerdeki antioksidan kapasite 40-60 gama arasındadır. Hastaların genelde antioksidan kapasiteleri 40 gama altındadır. Genel hedef, hastaların antioksidan kapasitelerini 40 gamaya çıkarmak olup ancak bazı kronik uzamış hastalarda yaklaşım farklı olmaktadır. Ozon tedavisinin ilaç doz ilişkisinden farkı yoktur. Önemli olan uzman kişilerce kişiye özel doz ve yöntemin belirlendikten sonra uygulamaya başlanmasıdır. Aksi takdirde toplumun uygulamalara olan güveni sarsılacaktır. Ozon tedavisinin çok yüksek dozlarda uygulandığında yan etkileri vardır. Bu bağlamda en önemli yan etki hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı) olabilir, 100-200 gama dozlarda uygulama yapılır ise hemoliz riski binde 4-12’dir. Tedavide maksimum 50-60 gama dozlara çıkıldığından pratikte bu yan etki ile karşılaşmıyoruz. Tedavi dozu ile toksik doz arası mesafe fazladır. O yüzden bu yan etkiden korkmaya gerek yoktur. Tedavinin prensibi düşük dozla başlayıp yavaş yavaş artırma şeklinde olup mümkün olan az sayıda uygulama ve dalgalanmayı en aza indirgeyerek stabilizasyonu yakalamak tedavinin etkinliği ve güvenirliliği açısından önemlidir. Her hastada uyarıcı dozu bulmak ve aynı sayıda uygulama ile stabilizasyonu sağlamak amaçtır.

Ozon ne zaman uygulanmaz?

Antioksidan kapasitesi çok düşük olan ağır düşkün kronik hastalar, akut kanamalı hastalıklar (akut dönem MI, SVO), G6PD enzim yetersizliği olan hastalar, ilk üç aylık gebelerde, Antikoagülan ve ACE inhibitörleri alanlarda, Hipertiroidi, Trombositopeni ve ciddi kanamalarda, transplantasyon hastalarında uygulanmaz.

Ozonterapinin yan etkileri nelerdir?

Çok ciddi yan etki olmamakla birlikte; gebeliklerin ilk 3 ayında, alyuvarlarda enzim (gl-6-f-dihidrogenaz) eksikliğinde (favizm-bakla alerjisi), aşırı alkol kullananlarda, hipertroidisi (tiroidin aşırı çalışması) olanlarda, ileri derece kansızlık ve kanama pıhtılaşma sorunu olanlarda, yeni gelişen kalp krizi ve beyin kanaması olanlarda, organ nakli olup bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullananlarda, ileri evre tümör hastalarında, bilinci kapalı kişilerde uygulanmamalıdır. Ozonun vücutta etkisi yoğunluğuna ve dozuna bağlıdır. Hekim hastanın durumu ve hastalığın cinsine göre uygulanacak tedavi protokolünü belirler. Ozon terapinin bilimselliği ile ilgili binlerce çalışma olup etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. Güvenilir, doğal bir tedavi olup doğru uygulanırsa yan etki olasılığı oldukça düşüktür.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir